Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan son kararname, Türkiye’deki yönetim yapısında önemli bir değişiklikle sonuçlandı. Bu kararname ile birlikte, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı kaldırılarak, yerine Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği yeniden oluşturuldu. Bu durum, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sonrası dönemde ilk olarak kaldırılan bu yapının altı yıl aradan sonra tekrar faaliyete geçmesini simgeliyor.
Nefes Gazetesi yazarı Nuray Babacan, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne dönüş sürecini değerlendirdiği bir yazısında, AK Parti kulislerinde bu konunun gündem olduğunu ifade etti. Yazısında, “Kendilerini, atanan bürokratlardan daha güçsüz hisseden milletvekillerinin şikâyetleri giderek arttı” belirlemesine yer vererek, bu tartışmaların ardından Resmi Gazete’de yayımlanan yeni genel sekreterlik yapısının, bazı partililer tarafından “değişimin başlangıcı” olarak yorumlandığını belirtti.
Babacan, yazısında, “Saray’da neler oluyor?” sorusuna yanıt ararken, iktidar kulislerinden aldığı bilgilere yer verdi. Bu gelişmenin, Cumhurbaşkanlığı Sarayı içinde oluşan kadrolardaki çok başlı yapının ortadan kaldırılması amacı taşıdığı iddia ediliyor. Ayrıca, bu yapısal değişikliğin Saray’ın içinden ilerleyeceği ve gereksiz ara mekanizmaların kaldırılmasının hedeflendiği ifade ediliyor. İddialara göre, bu değişiklikle birlikte siyasete müdahalenin azalacağı öngörülüyor.
Bunun yanı sıra, Babacan, mevcut parti yönetimiyle zaman zaman çatışan Saray’daki 9 kurulun kaldırılmasının, “şimdilik” mümkün görünmediğini de aktarıyor. Ancak bu kurulların yasama üzerindeki etkisinin azaldığı ve mevcut durumda Hukuk Kurulu Başkanı Mehmet Uçum’un kişisel çıkışları dışında, bu yapıların daha önce olduğu kadar aktif durumda olmadığını belirtti. Durumun böyle olması, iç siyasi dinamiklerdeki değişiklikleri de gözler önüne seriyor ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nin yeniden yapılandırılmasının muhtemel sonuçlarına dair belirsizlikleri beraberinde getiriyor.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne dönüş, sadece bir yapı değişikliğinden ibaret olmayabilir. Aynı zamanda, Türkiye’nin iç siyasi iklimindeki değişimleri, partiler arası ilişkileri ve hükümetin yönetim anlayışını etkileyecek yeni bir sürecin başlangıcını temsil ediyor. Bu bağlamda, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki kadroları yeniden yapılandırma çabası, hem parti için hem de ülkenin tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kaydediliyor.