Muğla’nın Yatağan ilçesine bağlı olan kırsal Yayla Mahallesi, mübadele öncesi Rum köyü olarak bilinen bir yerleşimdir. Bu mahallede iki adet kilise bulunmaktadır. Bunlardan biri, Değirmendere Kilisesi, define avcıları tarafından oldukça kötü bir duruma getirilirken, diğer kilise, Yayla Kilisesi, bakımsızlıktan harabeye dönmüştür. İki kilise de tarihî öneme sahip olup, koruma altındadırlar.
Kırsal Yayla Mahallesindeki Yayla Kilisesi 1994 yılında İzmir 2 No’lu Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tescillenmiştir. Değirmendere Kilisesi ise, Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararı ile 2011 yılında tescil edilmiştir. Değirmendere Kilisesi, Köklük ve Yayla mahalleleri arasında, vadiye bakan bir uçurum üzerinde konumlanmaktadır. Ne yazık ki, bu kilise define avcıları tarafından delik deşik halegetirilirken; yapım aşamasındaki Yayla Barajı nedeniyle toprak kayması tehdidiyle de karşı karşıya kalmaktadır. Aynı zamanda, Yayla Kilisesi’nin kuzey cephesi tamamen yıkılmış durumdadır ve kilisenin içi ağaç ve otlarla kaplıdır.
Araştırmacı yazar Tarcan Oğuz, mübadele öncesi bu bölgede yaşayan Rumların kiliselerinin koruma altında olmasına rağmen, zaman zaman define avcıları tarafından tahrip edildiğini belirtmektedir. Oğuz, “Burası Yatağan’a bağlı Yayla köyü. Osmanlı döneminde çok önemli Rum yerleşim yerlerinden birisiydi. Burada bir şapel ve büyük bir kilise var. Her ikisi de tescillidir. Ancak, bakımsızlık nedeniyle içler acısı bir durumda,” ifadelerini kullanmıştır. Ayrıca, geçmişte burada yaşayan bir aile mübadele döneminde burayı terketmiş ve Atina’da bir şirket kurmuşlardır. Bu şirketin adı ise ‘muhtar’dır. Bu ailenin çocukları ve torunları, zaman zaman bu köyü ziyaret etmektedirler.
Oğuz tarafından aktarılan bilgilere göre, Değirmenderesi üzerinde daha önce 7 adet Rum değirmeni bulunmaktaydı ve bu alan oldukça genişti. Özellikle cumartesi günleri, burada büyük bir Rum pazarı kurulurdu. Mübadele sonrası burada artık yaşayan Rum kalmamıştır; yalnızca Rumların bıraktığı eserler mevcuttur. Özellikle mezarlar ve eski evler bulunmaktadir. Ancak, zaman zaman bu alanlarda kaçak kazılar yapıldığını da vurgulamak gerekir. Daha önce bu bölgedeki kiliselerin korunmasıyla ilgili incelemelerin yapıldığı ancak şu anda bakımsızlık nedeniyle kendi haline terk edildiği belirtilmektedir.