Diri fayların yer aldığı bölgelerde 50 metre uzunluğunda, 5 metre genişliğinde ve 4 metre derinliğinde hendekler açan Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü, bu hendek duvarlarında geçmişte meydana gelen depremlerin izleri üzerinde detaylı araştırmalar gerçekleştirmektedir. Bu çalışmalar, sismik olayların tarihsel izlerini kayıt altına almak ve gelecekteki depremlerin araştırılmasına yönelik önemli bilgiler elde etmek amacı taşımaktadır.
Uzmanlar, faylardaki jeolojik katmanlardan elde edilen verileri kullanarak binlerce yıl öncesine ait deprem izlerini tarihlendirmekte ve bu sayede fayların ne sıklıkla deprem ürettiğine dair önemli bilgiler ortaya koymaktadır. Laboratuvar ortamında tarihlendirilen numuneler sayesinde, fay hattının deprem üretme periyodu hesaplanmakta ve depremlere ilişkin tehlike değerlendirmelerine ulaşılmaktadır.
MTA’nın Jeoloji Etütleri Dairesi Başkanlığı, 2011 yılında uygulamaya konan Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı’nın yanı sıra, 2022 yılında yürürlüğe giren Türkiye Afet Risk Azaltma Plânı kapsamındaki paleosismoloji araştırmalarını, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 depremleri sonrasında TÜBİTAK’ın destekleriyle genişletmiştir. Bu kapsamda, Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Projesi oluşturularak önemli bir araştırma platformu kurulmuştur.
Türkiye’deki 485 diri fay hattının deprem üretme potansiyelinin ortaya konulması ve Türkiye Deprem Tehlike Haritası’nın güncellenmesi amacı doğrultusunda MTA, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Türkiye Belediyeler Birliği, 22 üniversite ve TÜBİTAK işbirliğiyle Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Araştırma Platformu kurulmuştur. Bu çalışma çerçevesinde MTA, Türkiye’deki 485 diri fay hattının 225’i üzerinde hendekler açmış ve son 12 yıl içerisinde bu fayların deprem periyodunu ve potansiyelini belirleme çalışmaları gerçekleştirmiştir. Bu veriler, Türkiye Deprem Tehlike Haritası’nın güncellenmesine önemli katkılar sağlayacaktır.
MTA’nın hedefi, 2030 yılına kadar Türkiye’deki tüm diri fayların tarihsel süreçlerini ortaya koymak ve bu bilgileri bir veri tabanında kullanıcıların erişimine sunmaktır. MTA Jeoloji Etütleri Dairesi Başkanı Doç. Dr. Selim Özalp, bu çalışmaları yaparak afetlerin zararlarını azaltmak için zamansal ve mekansal tehlikelerin belirlenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Özalp, 6 Şubat depremleri sonrasında projenin acele bir şekilde tamamlanma gerekliliğinin ortaya çıktığını ifade ederken, 2012 yılından itibaren 225 fay hattı üzerinde yürütülen çalışmaların da tamamlandığını belirtmiştir.
Proje Başkanı Jeoloji Yüksek Mühendisi Hasan Elmacı ise, uydu ve hava fotoğraflarının kullanılarak fay hattının geometrik ve yapısal özelliklerinin ortaya konduğunu ve detaylı topografik haritalar oluşturduklarını açıklamaktadır. Alan belirlemeleri yapılarak açılan hendeklerde, depremin yüzeyde bıraktığı izlerin belgelemek amacıyla özel yöntemlerle yaşlandırıldığını belirtmektedir. Elmacı ayrıca, elde edilen veriler ile depremlerin tarihleri arasındaki tekerrür periyotlarının analiz edildiğini ve bu bilgilerin Türkiye Deprem Tehlike Haritası’nın hassasiyetini artıracaktır. Çalışmalara bu yıl 3 ayrı ekip olarak Aydın, Uşak ve Manisa’da 25 fay hattı üzerinde devam ettiklerini ifade eden Elmacı, Manisa’nın Salihli ilçesindeki hendekte son 11 bin yıl içerisinde dört deprem izinin tespit edildiğini ve bunların tarihlendirileceğini ifade etmiştir.