Muş ilinde, çocuklarının terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını ifade eden anneler, Demokrasi ve Progress (DEM) Partisi il binası önünde oturma eylemi gerçekleştirmektedirler. Çocuklarının bir an önce güvenli bir şekilde evlerine dönmesi için evlat nöbetini kararlılıkla sürdüren aileler, bu konuda toplumdan destek talep etmektedir. Her hafta çarşamba günü bir araya gelen bu aileler, “Anneler direniyor” ve “Yeter artık evlatlarımızı bırakın” yazılı pankartlar açarak, çocuklarına kavuşma ümidiyle teslim olmaları çağrısında bulunmaktadırlar.
Anneler arasında yer alan Naciye Sönmez Yıldız, eylemlerini sürdürmenin kararlılığı içinde olduklarını dile getirmektedir. Yıldız, özellikle oğlu Osman’a hitaben, “Osman oğlum, orada işin yok. Gel teslim ol. Orada sürünüyorsun. Hepinize sesleniyorum, geri dönün. Biz sizin için buradayız. Osman, sesimi duyuyorsan geri dön. 9 yıldır seni bekliyoruz. 14 yaşındaydın, kandırıldın. Oğlum, gel devlet arkamızda” şeklinde çağrıda bulunmaktadır. Bu sözler, sadece Osman için değil, tüm kayıplar için duyulan özlemi yansıtmaktadır.
Bir diğer anne olan Ayten Koçhan ise DEM Partisi ve PKK’dan çocuğunu geri istemekte kararlıdır. Koçhan, duygularını şu şekilde ifade etmektedir: “Yeter artık, evlat hasretine dayanamıyoruz. 9 yıldır yanıyoruz. Oğlum, beni duyuyorsan dön. Bu bizim davamız değil, bir bayrağımız ve devletimiz var. Gelin devletimize sığının. Siz gelene kadar eylemimize devam edeceğiz.” Bu, ailelerin sadece kişisel kayıplarının ötesinde, toplumda daha geniş bir etki yaratma arzusunu da göstermektedir.
Bu eylemler, annelerin ve ailelerin, yıllardır sürdükleri umut ve özlem dolu bekleyişlerini yansıtan bir çağrıdır. Çocuklarının geri dönmesini isteyen ailelerin yaşadığı duygusal acı ve yıllarca süren kayıpları, toplumda derin bir etki ve farkındalık yaratmaktadır. Annelerin bu cesur duruşu, sadece kendi çocukları için değil, benzer acılar yaşayan diğer aileler için de bir umut kaynağı olmaktadır.
Söz konusu eylemler, ailelerin sadece evlatlarını geri istemekteki kararlılıklarının ve fedakarlıklarının bir göstergesi olup, aynı zamanda toplumda bir etki yaratma amacı gütmektedir. Bu süreçte ailelerin taleplerinin yanı sıra, toplumun duyarlılığı da önemli bir rol oynamaktadır. Annelerin dayanışma ve direnme ruhu, kayıpları için adalet ve evlatlarına kavuşma arzusu ile birleşmektedir.
