Uygur Türkü Sümeyye, 11 yaşında hayatını kaybederek trajik bir son yaşayan bir çocuğun acı hikayesidir. Sümeyye’nin yaşamı, babası ile birlikte Çin’den Türkiye’ye sığınmaları sonucunda şekillendi ve Bolu’da yaşanan feci Kartalkaya yangını ile son buldu. Sümeyye’nin annesi, Çin’de hayatını kaybetti ve dolayısıyla baba ile birlikte Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldılar.
2016 yılında Türkiye’ye yerleşen Sümeyye’nin babası, yangında hayatını kaybeden iş insanı Bilal Gültekin’in şirketinde çalışmaya başladı. Bilal Gültekin, iş yerinde Sümeyye ile tesadüf eseri karşılaştığında henüz 2 yaşında olan bir kızı fabrikada bırakmaya gönlü razı gelmedi. Bu karşılaşma, Sümeyye’nin hayatında yeni bir dönüm noktası oldu. Çalışanların şirketin merkezinde kaldığı dönemde, Bilal Gültekin eşinin de desteğiyle Sümeyye’yi evine götürmeye karar verdi.
2 YAŞINDAKİ KIZIN FABRİKADA KALMASINA DAYANAMADI
Bilal ve Zehra Sena Gültekin, Sümeyye’yi çok sevdikleri için koruyucu aile olmaya karar verdiler ve ona Sümeyye adını verdiler. Ayrıca, Sümeyye’nin soyadını, Zehra Sena Gültekin’in eski milletvekili olan babası Mehmet Güner’den aldılar. Zamanla Zehra Sena Gültekin,3 erkek çocuk daha dünyaya getirerek ailelerini genişletti. Ancak aile, Sümeyye’yi kendi çocuklarından ayırmamış, ona büyük bir sevgi ve bağlılık göstermiştir.
2019 yılı sömestr tatilini fırsat bilerek, Sümeyye ve diğer çocuklarıyla birlikte Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’e kar tatili yapmak için giden aile, 12. katta konaklayarak tatillerinin tadını çıkarmaya başladılar. Ancak bu tatil, yangın felaketi ile sona erdi. Otelde meydana gelen yangında aile mahsur kaldı. Yangın sırasında Sena Gültekin, ailesine ulaşarak onların durumunu bildirdi ve helallik istedi. Maalesef, Gültekin ailesinden bir daha haber alınamadı.
Yangın sonucunda aynı aileden toplamda 14 kişi hayatını kaybetti. Sümeyye, üç kardeşi, koruyucu anne ve babasıyla birlikte bu trajik olayda hayatını kaybedenler arasındaydı. Olay, sadece Sümeyye’nin değil, ailesinin de yaşamını altüst eden bir felaket oldu.
Sümeyye’nin öz babası, yangından sonra büyük bir acı içinde kaldı. Hem kaybettiği kızının yasını tutuyor hem de koruyucu ailesinin kaybıyla derin bir üzüntü yaşıyor. Sümeyye’nin hayatı, yalnızca bir gencin trajik sonunu değil, aynı zamanda bir ailenin kaybının ve göç zorunluluğunun yarattığı acıları da gözler önüne seriyor.