2025 yılına ilişkin Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulmuştur. Bu teklifle birlikte, 2025 yılında kamu çalışanlarına ödenecek fazla çalışma ücretleri de belirlenmiştir. Teklifin eki cetvellerde yapılan hesaplamalara göre, fazla çalışma ücretlerinin en düşüğü 12,8 Türk Lirası (TL) olarak belirlenirken, en yükseği ise 12,8 TL’nin beş katı olan 64 TL’ye ulaşmaktadır. Belirtilen bu tutarın yüksekliği, toplu sözleşmeden kaynaklanan düzenlemelerle ilişkilidir.
Fazla çalışma ücretleri, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 41, 42, 43 ve 44’üncü maddelerinde detaylı şekilde açıklanmıştır. Bu maddelere göre, bir işçinin gerçekleştireceği her bir saat fazla çalışma için ödenecek ücret, normal çalışma ücretinin saatlik miktarının yüzde elli artırılmasıyla belirlenmektedir. Ayrıca, yıllık fazla çalışma süresinin 270 saatten fazla olmaması gerekmektedir.
Ek olarak, toplu sözleşmeler aracılığıyla bu yüzde ellilik oran daha da yükseltilebilmektedir. Özellikle 2023-2024 yıllarını kapsayan toplu sözleşmede, kamu işçilerine % 75 oranında fazla mesai ücreti ödenmesi öngörülmektedir. Yani, işçilerin saatlik ücretinin % 75 fazlası, fazla mesai ücreti olarak ödenmektedir. Bu durum, farklı iş grupları arasında ücret farkları yaratmakta ve kamu işçileri ile memurlar arasında ciddi bir ayrım oluşmasına sebep olmaktadır.
Fazla çalışma ücretlerinin belirlenmesindeki bu farklılık, işçilerin hakları ve ekonomik durumları üzerinde önemli bir etki yaratmaktadır. Kamu işçileri, toplu sözleşmeler aracılığıyla daha yüksek fazla mesai ücretleri alabilirken, memurların bu konuda daha kısıtlı bir durumla karşılaştıkları gözlemlenmektedir. Bu farklılık, kamu sektöründeki iş gücü dağılımında ve motivasyon düzeylerinde de belirgin sonuçlar doğurabilmekte, dolayısıyla çalışanlar arasında adaletsizlik hissi yaratabilmektedir.
Sonuç olarak, 2025 yılı için belirlenen fazla çalışma ücretleri, işçilere sunulan ekonomik koşullar açısından oldukça önemlidir. Bu ücretlerin belirlenmesinde toplu sözleşmelerin rolü anlam kazanırken, işçilerin sosyal hakları ve ekonomik durumları arasında adaletin sağlanması büyük bir gereklilik olarak ön plana çıkmaktadır. Kamu işçileri ve memurlar arasındaki bu ücret farklılıklarının giderilmesi, çalışma motivasyonunu ve genel iş tatminini artırmak için kritik bir adım olacaktır.