KADIN Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Gökalp Öner, gebelik sürecinin başarısı için kadının yaşının kritik bir rol oynadığını belirtmektedir. Özellikle 35 yaşından itibaren doğurganlık oranlarında bir azalma gözlemlenmektedir ve 40 yaşına geldiğinde bu oran daha da ciddi bir şekilde düşmektedir. Bu durum, eğer kadın çeşitli doğurganlık sorunlarıyla karşı karşıya kalmışsa veya yumurta rezervleri çok azalmışsa, durum üreme sağlığı açısından zorlayıcı hale gelmektedir. Ayrıca, erkeklerde sperm sayısının azlığı ya da yokluğu olduğunda, anne olma ihtimali neredeyse sıfıra yaklaşmaktadır.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Gökalp Öner, gebe kalma sürecinde başarının artırılması adına anne adaylarına bir dizi öneride bulunmaktadır. Kadınların kariyer hedefleri nedeniyle çocuk sahibi olmayı ertelemeleri, doğurganlık şanslarını azaltabilmektedir. Tüp bebek tedavisi, bu noktada birçok kadının anne olma hayalini gerçekleştirmesine yardımcı olmuştur. Geçmişte olduğu gibi, tüp bebek tedavisinin başarı oranı her geçen gün artmaktadır. Ancak, kadınların anne olabilme noktasında hiçbir zaman umutsuz olmamaları gerektiğini de vurgulamaktadır. Eğer gebelikte zorluklar yaşanıyorsa, bunun yanında kısırlık sorunları gündeme gelmişse, tedavi seçenekleri içinde tüp bebek uygulaması büyük önem taşımaktadır. Bu alanda tıp ilerledikçe, çocuk sahibi olabilmenin yeni yolları da açılmaktadır.
Öner, kısırlığın sebepleri arasında yüzde kırk oranında erkek ve yüzde kırk oranında kadın faktörünün etkili olduğunu ifade etmektedir. Kadınların gebelik şansının artırılması için de bazı tedavi yöntemleri önermektedir; bunlar arasında PRP (Platelet Rich Plasma) tedavisi ön plana çıkmaktadır. Bu tedavi yöntemi, rahim duvarının zayıf bölgelerine uygulanarak rahim duvarının kalınlaşmasını ve böylece bebek tutunmasını teşvik etmektedir.
40 yaşına yaklaşan kadınların daha sık başvurduğunu belirten Prof. Dr. Gökalp Öner, bu yaş grubuna ait hastaların yumurta rezervlerinin genellikle düşük veya kalitesiz olduğunu belirtmektedir. Erken dönemde uzman hekimlerle iletişime geçmenin önemli olduğunu vurgularken, 40 yaşında başvuran hastalara da hala umut olduğunu söylemektedir. Geçmişte ‘anne olmanız imkansız’ denilerek geri çevrilen birçok hastanın başarılı hamilelikleri gerçekleştirdiğini aktarmaktadır. Ancak, bu tedavilerle elde edilen bazı gebeliklerde düşük riski de bulunmaktadır. Özellikle rahim inceliği olan hastalarda, PRP tedavisi ile bu düşük olasılığının azaltıldığı gözlemlenmektedir.
Ayrıca, diğer bir önemli gelişme olarak, son tüp bebek kongrelerinde ‘egzozom’ adı verilen yeni kargo proteinlerinin hem yumurta hem de rahimde hücre yenileme süreçlerinde etkili olduğunun kanıtlandığını ifade etmektedir. Bu tür yeni teknolojiler ve tedavi yöntemleri, kadın doğum alanında umut vaat eden gelişmelerdir. Sonuç olarak, halkı bilinçlendirmek, gebelik planlaması yaparken kadınların yaşı ve sağlık durumlarını dikkate almaları gerektiğini vurgulamak önemlidir.
