Kanal7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 Yazarı Mehmet Acet, bu hafta Başkent Kulisi programında, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın’ı ağırladı. Yalçın, programda birçok kritik konuya dair değerlendirmelerde bulundu ve siyaset ile akademi arasındaki farklara dikkat çekti. Siyaseti daha önce akademik bir perspektiften takip ettiğini belirten Yalçın, günümüz siyasetinin karmaşası içinde, insanların siyasi partilere olan tutumlarının sürekli değiştiğini ifade etti. Bir akademisyen olarak dışarıdan bakılan politikaların, içte yaşanan dinamiklerle oldukça farklı olduğunu vurguladı.
Yalçın, küresel siyasetteki tabuların yıkıldığını ve Birleşmiş Milletler’in (BM) birçok olaya müdahil olduğunu ancak bunların genellikle etkisiz kaldığını belirtti. Özellikle Gazze’deki durumu örnek göstererek, orada uygulanmakta olan Filistinlilerden arındırma politikalarından söz etti. Bugünün karmaşık dünya siyasetinin nereye gideceğini kestirmenin zor olduğunu belirten Yalçın, ABD Başkanı Joe Biden’ın bu konudaki tutumunu eleştirerek, Biden’ın dört yılı tamamlamak üzereyken bu meseleyi bile takip etmediğini dile getirdi.
Yalçın, devletler arası ilişkilerin risk ve fırsatlar barındırdığına dikkat çekerek, Türkiye’nin kendi güvenlik kaygılarını gidermek için uzun yıllar boyunca mücadele ettiğini kaydetti. Türkiye’nin, kendi savunma sanayisini üretebilen, dışarıdaki tehditlere karşı kendini koruyabilen bir ülke haline geldiğini savunan Yalçın, bu yüzyılın Türkiye’nin yüzyılı olmasını istediğini dile getirdi. Türkiye’nin geçmişteki gibi bir ülke olmadığını, bağımsızlık arayışında olduğunu vurguladı.
Yalçın, Türkiye’nin uzun yıllar boyunca mücadele ettiği PKK terörünün ülkenin dışarısında çeşitli isimler altında faaliyet göstermeye devam ettiğini belirtti. PKK konusundaki tartışmalara atıfta bulunan Yalçın, herkesin terörün sona ermesi konusunda hemfikir olması gerektiğini ifade etti. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısına da değinen Yalçın, silahların gömülmesi gerektiğini ve terör örgütü silah bırakmadığı sürece diyalog zeminlerinin kurulamayacağını söyledi.
İsrail’in Suriye’de çeşitli koridorlar oluşturarak Türklerle Araplar arasındaki ilişkileri koparmaya çalıştığını iddia eden Yalçın, Türkiye’nin geçmişte yaşadığı tehditlere karşı artık çok daha güvenli bir ülke haline geldiğini belirtti. Ancak bu süreçte, Türkiye’nin terörle mücadelesinde kararlılıkla ilerlemesinin gerektiğini vurguladı. CHP’nin bu konudaki tutumunu eleştirerek, partinin askeri operasyonlara karşı durmayı tercih ettiğini ifade etti.
Terör ve Çıkarlar Üzerine
Yalçın, terör sorununa çözüm arayışında hem siyasi partilerin hem de toplumsal aktörlerin çıkarlarını göz önünde bulundurmaları gerektiğine vurgu yaptı. DEM Parti’nin bu durumun çözümünde etkili olamayacağını dile getiren Yalçın, PKK’nın bir marksist-leninist yapıdan, Amerika Birleşik Devletleri’nin kuklası haline dönüşmesini eleştirdi. Ayrıca, terör sorununu çözmek için samimi niyetle yola çıkanların bir süre sonra çıkarları doğrultusunda hareket edebileceklerini ifade etti.
Yalçın, ordu içindeki disiplinsizliğe de değinerek, vesayet sisteminin AK Parti döneminde sona erdiğini, ordunun görevini yerine getirebilmesi için özgürleştiğini söyledi. Ancak hâlâ bazı grupların kılıçlı yeminler ederek kendi aralarında örgütlenmeye çalıştığını belirtti. Atatürk’ün adını kullanarak suistimallerde bulunan ve kendilerine “Mustafa Kemal’in askerleri” diyen grupların Türkiye’nin yasal düzenine zarar vereceğini sav
