Eski ABD Başkanı Donald Trump, görevinin ilk gününde birçok önemli başkanlık kararnamesi imzaladı. Bu kararlar arasında, ülkedeki cinsiyet tanımını belirleyen bir kararname de bulunuyordu. Bu kararname, ABD’nin yalnızca “kadın” ve “erkek” olarak iki cinsiyeti tanıyacağını vurgulamaktaydı.
Kararnamenin amacı, “kadınların aşırılıkçı cinsiyet ideolojisinden korunması ve biyolojik gerçeğin geri getirilmesi” olarak ifade edildi. Bu çerçevede, federal hükümetin belgelerde “toplumsal cinsiyet (gender)” yerine “biyolojik cinsiyet (sex)” ifadesini kullanarak, resmi evraklarda, özellikle pasaport ve vize gibi belgelerde cinsiyetin doğru bir şekilde belirtilmesini sağlamanın hedeflendiği dile getirildi.
Donald Trump, yemin törenindeki konuşmasında, “Bundan böyle Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin resmi politikası, kadın ve erkek olmak üzere sadece iki cinsiyetin var olduğudur.” sözleriyle bu kararnamenin önemini vurguladı. Bu açıklama, toplumda cinsiyetin tanımına dair dönüşüm hedefini açık bir biçimde ortaya koymaktaydı.
Ancak, yaşanan bu gelişmelerin ardından, yine bir başka eski ABD Başkanı Joe Biden, 2022 yılında cinsiyet tanımına dair yeni bir düzenleme gerçekleştirdi. Biden, ABD vatandaşlarının pasaportlarında cinsiyet kısmında “X” ifadesinin kullanılabilmesine ilişkin bir karar aldı. Bu, cinsiyet kimliğini daha kapsayıcı bir şekilde tanımlama adına önemli bir adım olarak değerlendirildi.
Bu iki durum, ABD’nin cinsiyet tanımı konusundaki politikalarının nasıl değiştiğini göstermektedir. Trump yönetimi döneminde cinsiyet, katı bir şekilde “erkek” ve “kadın” arasında sınırlandırılırken, Biden yönetimiyle birlikte cinsiyetin daha geniş bir yelpazede, özellikle de cinsiyet kimliği açısından daha kapsayıcı bir biçimde ele alınması yoluna gidilmiştir. Bu dönüşüm, cinsiyet tanımı ve bireylerin kendi cinsiyet kimliklerini nasıl ifade ettikleri üzerine devam eden tartışmaların bir parçası olarak öne çıkmaktadır.
